
Bale, genel olarak tiyatral gösteri olarak tanımlanan; müzik, duygu, hikaye, dekor gibi sahne faktörlerini de içine alarak genişletilen bir gösteri/ dans çeşididir. Dünyanın en eski danslarından biri olarak kabul edilen bale dansı, İtalyanca “dans” anlamına gelen “ballo” ya da “balletto” sözcüğünden türetilmiştir.
Uzun süren eğitim sürecine sahip olan bale dansı kültüründe kadın dansçılara balerin, erkek dansçılara balet denir. Dansçılar tayt, mayo, tütü ve point denilen özel giysi ve aksesuarlar kullanırlar. Bale parmak uçlarında durularak yapılan zor bir dans çeşididir.
Bale tarihi incelendiğinde ilk olarak İtalya’da Rönesans döneminde görülen bale, mim sanatçılarının gösterilerinde kullandıkları adımların disiplin haline dönüştürülmesiyle oluşturulmuştur. Fransa’da kral tarafından desteklenen bale 17. yüzyılın sonlarında Danimarka ve İsveç’e kadar yayılmıştır.
Balenin tarihçesi açısından önemli olan bir diğer unsur da Rus kültürüdür. 18. yüzyılda Rusya’ya ulaşan bale, ala sahnelenen Uyuyan Güzel Balesi, Fındıkkıran Balesi ve Kuğu Gölü Balesi gibi tanınmış eserler ile geliştirilerek tüm dünyaya yayılmıştır.
Klasik Balenin Çeşitleri
En çok öğrenilen danslar arasında olan bale, kendine özgü teknikleri, geleneksel yöntemleriyle gerçekleştirilen bir dans türüdür. Müziğin, dekorun ve hareketlerin bu kadar uyumlu olması bale dansının en güçlü yanlarındandır.
Tüm dünyada fenomene dönüşen ve dans türleri içerisinde en asili olarak değerlendirilen bale, zaman içerisinde farklılık kazanmıştır ve çeşitlere ayrılmıştır. Modernden klasiğe, Fransız tekniğinden Rus tekniğine kadar farklı bale çeşitleri, müzikleri ve stilleri vardır. Bunlardan en önemlileri:
Klasik Bale
Klasik bale, 15. yüzyılda İtalya’da doğmuş ve soyluların eğlence aracı olarak kabul edilmiştir. Bale çeşitleri arasında en önemlisidir. Kraliyete ait bir dans türü olarak kabul edilen klasik bale, giysileri, dans edenlerin soylu kökenli olması, koreografilerdeki asalet bu görüşü açıklamak için yeterlidir.
Bale çeşitleri arasında yer alan Klasik bale ayrıca akademi ilkelerine sahipti ve Fransa Kralı XIV. Louis’in Kraliyet Dans Akademisi’ni açmasıyla yaygınlaştı. Dans pozisyonları ve duruşlar belirlendi, adımlar uzman eğitmenler tarafından kodlanarak “uluslararası bale terminolojisi” oluşturuldu. Dünyaya yayılan klasik bale, sanat okullarında okutuldu ve tiyatrolarda sahnelendi. Bale eserleri yazılarak klasik balenin gelişmesi sağlandı. Bale teknikleri Klasik bale üzerine temellenirken dansın nasıl yapıldığı usta dansçılar tarafından nesillere aktarıldı.
Modern Bale
Bale çeşitleri arasında yer alan modern bale için klasik baleye karşı olarak ortaya çıkan modern dansın kökenidir diyebiliriz. Modern balede amaç duygusal ya da düşünsel düzeyde iletişim kurmaktır. Estetik ise bu amaca ulaşmak için gidilen yolda kullanılan bir araçtır.
Modern bale daha çok beğenilmek için değil anlaşılmak için yapılmıştır. Klasik tarzın yerleşik kurallarından uzaklaşmış ve her dansçının kendine özgü bir koreografi yaratması gerektiği düşünülmüştür. Bale teknikleri rahat bir hal almıştır. Bu sebeple modern tarzda doğaçlamalar ve özgün tavırlar kendini gösterir. Hatta müzik, dekor ve kostüm gibi seçeneklerde de özgür kararlar verirler. Hikâye anlatmak ve izleyicilere duyguları hissettirmek esastır.



Rus Balesi
Rusya şüphesiz ki balenin en çok geliştirildiği ülkedir. Balenin büyük bir sanat olması ve tüm dünyada yayılması bale çeşitleri içinde Rus balesi sayesinde olmuştur. St. Petersburg Tiyatrosu bale geleneklerine bağlı kalmış ve dünyanın sayılı okulları arasına girmiştir. 18.yüzyılda başlayan Rus balesi kendine has bir ekol geliştirerek şöhrete kavuşmuştur. Puşkin’in eserleri baleye uyarlanmış, dünyaca ünlü bale eserleri Rusya’dan çıkmıştır.
300 yılda Rusya’da klasik bale adına büyük bir kültür oluşmuştur. St. Petersburg veya Moskova’da meşhur balerinlerin sahne almış olduğu Bolşoy Tiyatro ve Mariinsky Tiyatrosu hala ayaktadır. Balenin tarihçesi Rusların sayesinde dolu doludur.
Türkiye’de Bale
Balenin tarihi her ülkede aynı hızda ve verimlilikte gelişmemiştir. Türkiye’de bale, diğer batı ülkelerine oranla daha az gelişmiştir. Bunun nedeni balenin ülkemize 1900’lü yıllarda gelmiş olmasıdır.1935′lerde İstanbul’daki Beyoğlu ve Eminönü halkevlerinde bazı denemeler gerçekleşmiş olsa da amatör düzeyde kalan bale, 1947 yılında İngiliz Kraliyet Balesi’nin kurucusu Dame Ninette de Valois’in Türkiye’ye çağrılmasıyla ve okul açılmasıyla gelişmeye başlamıştır. İlk mezunlarını da 1957 yılında vermiştir.
İlk Türk bale okulu ise 6 Ocak 1948 yılında açılmıştır. Bu okula 11 erkek öğrenci, 18 kız öğrenci kabul edilmiştir. Ankara’ya taşınan okul ilerleyen yıllarda Devlet Konservatuarı’nın bir bölümü olmuştur ve 1957 senesinde ilk mezunlarını vermiştir. Günümüze gelene kadar Türkiye bale tarihi, bale dansçıları ile gelişmiş ve dünyaca ünlü sahnelerde boy gösteren balet ve balerinler yetiştirmiştir.
Bale çeşitleri modern dansların da etkisiyle gelişerek farklılaşmaya devam ederken, dünyanın en köklü dansı olarak gücünü sürdürmektedir.